1 Antraisiais Darijaus metais, aštuntą mėnesį, Viešpats kalbėjo Zacharijui, Idojo sūnaus Berechijos sūnui, sakydamas:
2 "Viešpats buvo labai užsirūstinęs ant jūsų tėvų.
3 Todėl sakyk jiems: ‘Taip sako kareivijų Viešpats: ‘Gręžkitės į mane, tai Aš gręšiuosi į jus.
4 Nebūkite kaip jūsų tėvai, kuriems prieš tai buvę pranašai skelbė: ‘Taip sako kareivijų Viešpats: ‘Nusisukite nuo savo piktų kelių ir darbų!’ Bet jie neklausė ir nekreipė dėmesio,sako Viešpats.
5 Jūsų tėvų nebėra ir pranašai negyvena per amžius,
6 bet mano žodžiai ir nuostatai, kuriuos buvau paskelbęs savo tarnams pranašams, pasivijo jūsų tėvus. Jie sugrįžo ir sakė: ‘Kaip kareivijų Viešpats sumanė mums padaryti pagal mūsų kelius ir darbus, taip Jis ir pasielgė’ ".
7 Antraisiais Darijaus metais, vienuolikto mėnesio dvidešimt ketvirtą dieną, Viešpats kalbėjo pranašui Zacharijui, Idojo sūnaus Berechijos sūnui.
8 Naktį aš regėjau vyrą. Jis sėdėjo ant sarto žirgo, kuris stovėjo tarp mirtų dauboje; už jo buvo sartų, margų ir baltų žirgų.
9 Aš paklausiau: "Kas jie, mano viešpatie?" Angelas, kuris kalbėjo su manimi, atsakė: "Aš tau paaiškinsiu".
10 Vyras, kuris stovėjo tarp mirtų, tarė: "Viešpats siuntė juos apvaikščioti žemę".
11 Jie atsakė Viešpaties angelui, stovinčiam tarp mirtų: "Mes apvaikščiojome žemęvisur ramybė ir taika".
12 Viešpaties angelas klausė: "Kareivijų Viešpatie, kiek dar laiko nepasigailėsi Jeruzalės ir Judo miestų, prieš kuriuos rūstinaisi septyniasdešimt metų?"
13 Viešpats gerais ir paguodžiančiais žodžiais atsakė su manimi kalbančiam angelui.
14 Angelas, kuris kalbėjo su manimi, tarė: "Skelbk: ‘Taip sako kareivijų Viešpats: ‘Mano pavydas dėl Jeruzalės ir Siono yra didelis.
15 Ir Aš labai supykęs ant tautų, kurios jaučiasi saugios. Kai Aš buvau truputį supykęs, jos padidino jūsų vargus’.
16 Todėl taip sako Viešpats: ‘Aš pasigailėsiu Jeruzalės, mano šventykla bus statoma joje.
17 Mano miestai bus perpildyti gėrybių. Viešpats paguos Sioną, vėl išsirinks Jeruzalę’ ".
18 Pakėlęs akis, pamačiau: štai buvo keturi ragai!
19 Aš klausiau angelą, kuris su manimi kalbėjo: "Ką reiškia šitie ragai?" Jis atsakė: "Šitie ragai išsklaidė Izraelį, Judą ir Jeruzalę".
20 Po to Viešpats parodė man keturis kalvius.
21 Aš klausiau: "Ką šitie darys?" Jis atsakė: "Ragai išsklaidė Judą taip, kad niekas nebegalėjo pakelti galvos. O šitie atėjo numušti ragus toms tautoms, kurios pakėlė ragus prieš Judo žemę, kad ją išsklaidytų".
1 Dariusun krallığının ikinci yılının sekizinci ayında RAB İddo oğlu Berekya oğlu Peygamber Zekeriya aracılığıyla şöyle seslendi:
2 ‹‹RAB atalarınıza çok öfkelendi.
3 Bu nedenle halka de ki, ‹Her Şeye Egemen RAB, bana dönün, ben de size dönerim diyor.
4 Atalarınız gibi davranmayın! Önceki peygamberler, Her Şeye Egemen RAB kötü yollarınızdan ve kötü uygulamalarınızdan dönün diyor, diyerek onları uyardılar. Ne var ki, onlar dinlemediler, bana aldırış etmediler. Böyle diyor RAB.
5 Hani atalarınız nerede? Peygamberler de sonsuza kadar mı yaşar?
6 Peygamber kullarıma buyurduğum sözler ve kurallar atalarınıza ulaşmadı mı?› ‹‹Onlar da dönüp, ‹Her Şeye Egemen RAB yollarımıza ve uygulamalarımıza bakarak bizim için ne düşündüyse aynen yaptı› dediler.››
7 Dariusun krallığının ikinci yılında, on birinci ay olan Şevat ayının yirmi dördüncü günü RAB İddo oğlu Berekya oğlu Peygamber Zekeriyaya görümlerle seslendi.
8 Gece vadideki mersin ağaçlarının arasında kızıl ata binmiş bir adam gördüm. Arkasında kızıl, kula ve beyaz atlar vardı.
9 ‹‹Efendim, bunlar ne?›› diye sordum. Benimle konuşan melek, ‹‹Bunların ne olduğunu sana göstereceğim›› diye yanıtladı.
10 Mersin ağaçları arasında duran adam da, ‹‹Bunlar dünyayı dolaşmak için RABbin gönderdikleridir›› diye açıkladı.
11 Mersin ağaçları arasında duran RABbin meleğine, ‹‹Dünyayı dolaştık›› dediler, ‹‹İşte bütün dünya esenlik ve güvenlik içinde!››
12 Bunun üzerine RABbin meleği, ‹‹Ey Her Şeye Egemen RAB, yetmiş yıldır öfkelendiğin Yeruşalimden ve Yahuda kentlerinden sevecenliğini ne zamana dek esirgeyeceksin?›› dedi.
13 RAB benimle konuşan meleği tatlı, avutucu sözlerle yanıtladı.
14 Bunun üzerine benimle konuşan melek, ‹‹Şunu duyur!›› dedi, ‹‹Her Şeye Egemen RAB, ‹Yeruşalim ve Siyon için büyük kıskançlık duyuyorum› diyor,
15 ‹Tasasız uluslara ise çok öfkeliyim; çünkü ben biraz öfkelenmiştim, onlarsa kötülüğe kötülük kattılar.›
16 ‹‹Onun için RAB, ‹Yeruşalime sevecenlikle döneceğim› diyor, ‹Tapınağım orada yeniden kurulacak ve Yeruşalim üzerine ölçü ipi çekilecek!› Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.
17 ‹‹Şunu da duyur: Her Şeye Egemen RAB, ‹Kentlerim yine bollukla dolup taşacak› diyor, ‹Ben RAB, Siyonu yine avutacağım, Yeruşalimi yine seçeceğim.› ››
18 Sonra gözlerimi kaldırıp baktım, dört boynuz vardı.
19 Benimle konuşan meleğe, ‹‹Bunlar ne?›› diye sordum. Melek, ‹‹Bunlar Yahuda, İsrail ve Yeruşalim halkını dağıtmış olan boynuzlardır›› diye karşılık verdi.
20 Sonra RAB bana dört usta gösterdi.
21 ‹‹Bunlar ne yapmaya geliyor?›› diye sordum. Melek, ‹‹Şu boynuzlar Yahuda halkını öyle dağıttı ki, kimse başını kaldıramadı›› dedi, ‹‹Bu ustalar da Yahuda halkını dağıtmak için boynuz kaldıran ulusları yıldırıp boynuzlarını yere çalmaya geldiler.››