1 Jeremialle tuli sana Herralta; se koski kaikkia Egyptissä olevia Juudan asukkaita. Heitä asui Migdolissa, Tahpanhesissa, Memfiksessä ja Ylä- Egyptissä. Tämä oli Herran sana:

3 Näin on tapahtunut, koska niiden asukkaat tekivät pahaa ja vihoittivat minut. He uhrasivat muille jumalille ja palvelivat niitä, vaikka eivät niitä edes tunteneet. Niin tekivät teidän isänne, ja niin teitte te!

4 Kerran toisensa jälkeen minä lähetin teidän luoksenne palvelijoitani, profeettoja, sanomaan: 'Lopettakaa tuo iljettävä meno, minä vihaan sitä!'

5 Mutta te ette kuunnelleet heitä, ette ottaneet kuuleviin korviinne, mitä he sanoivat. Te ette kääntyneet pois pahuudestanne, ette lakanneet uhraamasta vieraille jumalille.

6 Siksi minä annoin kiivauteni ja hehkuvan vihani syöksyä tulvana Juudan kaupunkeihin ja Jerusalemin kaduille. Nuo kaupungit tuhoutuivat maan tasalle ja tulivat autioiksi. Sellaisia ne ovat tänäkin päivänä.

8 Teidän tekonne herättävät minussa vihaa! Te uhraatte vieraille jumalille Egyptissä, jonne nyt olette muuttaneet asumaan. Näin te syöksette itsenne tuhoon. Kaikki kansat pilkkaavat teitä, ja teidän kohtalostanne tulee kirosana.

9 Oletteko unohtaneet, mitä pahaa isänne ovat tehneet Juudan maassa ja Jerusalemin kaduilla? Entä Juudan kuninkaat ja heidän vaimonsa? Entä te itse ja teidän vaimonne?

10 Vielä tähän päivään mennessä ette ole nöyrtyneet. Te ette pelkää minua, ette elä minun lakini ettekä säädösteni mukaan, vaikka minä olen antanut ne teidän isillenne ja teille.

12 En päästä käsistäni myöskään niitä jäljelle jääneitä, jotka päättivät lähteä Egyptiin ja asettuivat sinne asumaan. Egyptissä he kaikki menehtyvät: he kaatuvat miekkaan tai kuolevat nälkään. Miekka ja nälkä surmaavat kaikki pienimmästä suurimpaan. Heitä pilkataan, heistä tulee varoittava esimerkki ja heidän kohtalostaan kirosana.

13 Niin kuin minä rankaisin Jerusalemia, niin minä rankaisen nyt Egyptissä olevia Juudan asukkaita: miekalla, nälällä ja rutolla.

15 Kaikki miehet, jotka tiesivät, että heidän vaimonsa olivat uhranneet vieraille jumalille, ja suuri joukko paikalla olleita naisia sekä monet Ylä- Egyptiin muuttaneet Juudan asukkaat vastasivat Jeremialle näin:

17 Pidämme lupauksemme, jonka itse olemme antaneet Taivaan kuningattarelle. Me poltamme hänelle suitsuketta ja tuomme juomauhreja, niin kuin teimme Juudan kaupungeissa ja Jerusalemin kaduilla ja niin kuin myös isämme, kuninkaamme ja ruhtinaamme siellä tekivät. Silloin meillä oli ruokaa yllin kyllin, voimme hyvin emmekä nähneet nälkää.

20 Silloin Jeremia vastasi väkijoukolle, sekä miehille että naisille, kaikille, jotka olivat väittäneet häntä vastaan:

22 Herra ei voinut enää sietää teidän uhrimenojanne, niin pahoja ja iljettäviä ne olivat. Siksi teidän maanne tuli autioksi, tyhjäksi ja kirotuksi, niin ettei vielä tänä päivänäkään kukaan asu siellä.

25 Näin puhuu Herra Sebaot, Israelin Jumala: Te kaikki, niin miehet kuin naisetkin, teette mitä olette luvanneet. Sanotte, että olette luvanneet uhrata Taivaan kuningattarelle ja tuoda hänelle juomauhreja ja että haluatte myös pitää lupauksenne. Hyvin te olettekin pitäneet sananne ja täyttäneet lupauksenne!

26 Kuulkaa siis, mitä minä, Herra, sanon teille kaikille Egyptissä oleville Juudan asukkaille! Minä, Herra, vannon nimeni kunnian kautta näin: Pian ei ole koko Egyptissä ainuttakaan Juudan miestä, joka vannoisi minun nimeeni sanoen: 'Niin totta kuin Herra elää!'

27 Minä pidän huolen siitä, että teidän käy huonosti. Egyptissä olevat Juudan asukkaat menehtyvät miekkaan ja nälkään kaikki tyynni --

28 vain muutama harva pääsee miekkaa pakoon ja palaa Egyptistä takaisin Juudaan. Nämä jäljelle jäävät tulevat tietämään, kumman sana toteutuu, minun vai heidän.

1 Mısırın Migdol, Tahpanhes, Noffı kentlerinde ve Patros bölgesinde yaşayan Yahudilere ilişkin RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

2 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, Yeruşalim ve Yahuda kentlerine getirdiğim bütün felaketleri gördünüz. İşte yaptıkları kötülük yüzünden kentler bugün yıkık; içlerinde oturan yok. Sizin de kendilerinin ve atalarının da önceden tanımadığınız başka ilahlara buhur yakıp taparak beni öfkelendirdiler.

4 Peygamber kullarımı defalarca gönderip, ‹Nefret ettiğim bu iğrençlikleri yapmayın!› diyerek onları uyardım.

5 Ama dinlemediler, kulak asmadılar. Kötülüklerinden dönmediler, başka ilahlara buhur yakmaktan vazgeçmediler.

6 Bu yüzden kızgın öfkemi döktüm; Yahuda kentlerine, Yeruşalim sokaklarına karşı öfkem giderek şiddetlendi. Onlar bugün olduğu gibi yıkık ve ıssız bırakıldı.

7 ‹‹İsrailin Tanrısı RAB, Her Şeye Egemen Tanrı şöyle diyor: Neden bu büyük felaketi başınıza getiriyorsunuz? Kadın erkek, çoluk çocuk Yahuda halkından kesilip atılacak, sizden sağ kalan olmayacak.

8 Yerleşmek üzere geldiğiniz Mısırda ellerinizin yaptıklarıyla, başka ilahlara buhur yakmakla beni öfkelendiriyorsunuz. Başınıza felaket getiriyorsunuz. Dünyadaki uluslarca aşağılanacak, yerileceksiniz.

9 Yahudada, Yeruşalim sokaklarında atalarınızın, Yahuda krallarıyla karılarının, kendinizin, karılarınızın yaptığınız kötülükleri unuttunuz mu?

10 Bugüne dek pişmanlık duymadılar, benden korkmadılar. Size ve atalarınıza verdiğim yasa ve kurallar uyarınca yaşamadılar.

11 ‹‹Bu yüzden İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki: Başınıza yıkım getirmeye, bütün Yahuda halkını yok etmeye kararlıyım.

12 Yerleşmek üzere Mısıra gelmeye kararlı olan Yahudanın sağ kalanlarını ele alacağım. Hepsi Mısırda yok olacak; kılıçtan geçirilecek ya da kıtlıktan ölecek. Küçük büyük hepsi kılıçtan, kıtlıktan ölecek. Lanetlenecek, dehşet konusu olacak, aşağılanacak, yerilecekler.

13 Yeruşalimi cezalandırdığım gibi, Mısırda yaşayanları da kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla cezalandıracağım.

14 Yerleşmek için Mısıra gelen Yahuda halkının sağ kalanlarından hiçbiri kurtulmayacak, hiç kimse sağ kalıp Yahudaya dönmeyecek. Yerleşmek üzere oraya dönmek isteseler de, kaçıp kurtulan birkaç kişi dışında dönen olmayacak.››

15 Karılarının başka ilahlara buhur yaktığını bilen erkekler, orada duran kadınlar, Mısırın Patros bölgesinde yaşayan bütün halk -ki büyük bir topluluktu- Yeremyaya şu karşılığı verdi:

16 ‹‹RABbin adıyla bize söylediklerini dinlemeyeceğiz!

17 Tersine, yapacağımızı söylediğimiz her şeyi kesinlikle yapacağız: Gök Kraliçesine buhur yakacak, atalarımızın, krallarımızın, önderlerimizin ve kendimizin Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında yaptığımız gibi ona dökmelik sunular dökeceğiz. O zamanlar bol yiyeceğimiz vardı, her işimiz yolundaydı, sıkıntı çekmiyorduk.

18 Oysa Gök Kraliçesine buhur yakmayı, dökmelik sunular dökmeyi bıraktığımız günden bu yana her yönden yokluk çekiyoruz; kılıçtan, kıtlıktan yok oluyoruz.››

19 Kadınlar, ‹‹Evet, Gök Kraliçesine buhur yakıp dökmelik sunular dökeceğiz! Ona benzer pideler pişirip kendisine dökmelik sunular döktüğümüzü kocalarımız bilmiyor muydu sanki?›› diye eklediler.

20 Bunun üzerine Yeremya ona karşılık veren kadın erkek bütün halka şöyle dedi:

21 ‹‹Sizin, atalarınızın, krallarınızın, önderlerinizin, ülke halkının Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında yaktığınız buhuru RAB unuttu mu? Haberi yok muydu?

22 RAB yaptığınız kötülüklere, iğrençliklere artık dayanamadığı için, bugün olduğu gibi ülkeniz aşağılanıp yerildi, kimsenin yaşamadığı dehşet verici bir viranelik oldu.

23 Siz başka ilahlara buhur yaktınız, RABbe karşı günah işlediniz; Onun sözünü dinlemediniz, yasasına, kurallarına, antlaşma koşullarına uymadınız. Bu yüzden bugün olduğu gibi başınıza felaket geldi.››

24 Yeremya bütün halka, özellikle de kadınlara, ‹‹RABbin sözüne kulak verin, ey Mısırda yaşayan Yahudalılar›› dedi,

25 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Gök Kraliçesine buhur yakacağız, dökmelik sunular dökeceğiz, adaklarımızı kesinlikle yerine getireceğiz› diyerek siz de karılarınız da verdiğiniz sözü yerine getirdiniz. ‹‹Öyleyse verdiğiniz sözü tutun! Adadığınız adakları tümüyle yerine getirin!

26 Mısırda yaşayan Yahudiler, RABbin sözünü dinleyin! ‹Büyük adım üzerine ant içiyorum ki› diyor RAB, ‹Mısırda yaşayan Yahudilerden hiçbiri bundan böyle adımı ağzına alıp Egemen RABbin varlığı hakkı için diye ant içmeyecek.

27 Çünkü onların yararını değil, zararını gözlüyorum; Mısırda yaşayan Yahudiler yok olana dek kılıçtan, kıtlıktan ölecek.

28 Kılıçtan kurtulup da Mısırdan Yahudaya dönenlerin sayısı pek az olacak. Mısıra yerleşmeye gelen Yahuda halkından sağ kalanlar o zaman kimin sözünün yerine geldiğini anlayacak: Benim sözümün mü, yoksa onlarınkinin mi?

29 ‹‹ ‹Başınıza yıkım getireceğim; sözümün yerine geleceğini bilesiniz diye› diyor RAB, ‹Sizi burada cezalandıracağıma ilişkin belirti şu olacak.›

30 RAB diyor ki, ‹Yahuda Kralı Sidkiya'yı can düşmanı Babil Kralı Nebukadnessar'ın eline nasıl teslim ettimse, Mısır Firavunu Hofra'yı da can düşmanlarının eline öyle teslim edeceğim.› ››